Çevik ürün geliştirme birçok sektörde norm haline geldi (özellikle yazılım sektöründe). Bunun anlamı; ürünler, küçük, kendi kendini yöneten, çapraz fonksiyonel takımlar tarafından geliştirilir ve gerçek müşterinin geri bildirimlerine göre sürekli iyileşen küçük ürün parçaları halinde teslim edilir. Çevik Bildiri’de anlatıldığı gibi – fakat “yazılım” kelimesini ürün ile değiştirin (çünkü bu konu sadece yazılım özelinde değildir).
Bunlar güzel. Ancak bir şeyler büyüdükçe, organizasyonel sınırlar içerisinde iş birliği yapan düzinelerce ekiple birlikte işler açıkça daha karmaşık ve acı verici hale gelir. Bütün organizasyon, Scrum Takımları halinde organize edilmiş olsa bile,hala aynı noktada olmayan bir organizasyonla karşılaşabilirsiniz! İşte tanıdık gelebilecek bir resim:
Hayatımızın karmaşıklığı gitgide artıyor, karmaşıklık arttıkça ihtiyaçlarımız değişiyor, ihtiyaçlarımız değiştikçe aldığımız üründen ya da hizmetten beklentilerimiz değişiyor. Müşteri olarak yaşadıklarımız bunlar… Bu makalenin odağı: Çevik Dönüşümlerde Zorluklar ve Başarı Etkenleri.
Müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak isteyen şirketler ürünlerini ya da hizmetlerini müşterilerinin davranışlarına bakarak adapte etmeye çalışıyorlar. Eğer bu adaptasyonu sağlayamazlarsa gelecekte kendilerine yer olmadıklarının farkındalar. Bu nedenle son yıllarda birçok şirket Çevik yaklaşımları kullanmaya başladı, birçok şirket de kullanmayı düşünüyor. Geleneksel (öğrenilmiş) yaklaşımlar terk edilirken yeni (öğrenilmemiş) yaklaşımlar kullanılmaya başlanıyor böylece üretilen değer artırılmaya çalışılıyor. Doğru çalışmak, çok çalışmaktan daha değerli olmaya başladı. Yıllar süren projeler yerini birkaç haftada geliştirilebilen işlevselliklere bırakıyor.
Hızla değişen dünyada insanlar şirketlere değil, şirketler insanlara adapte olmak zorunda kalıyor.
Er ya da geç tüm şirketler dönüşümü geçirecek.
Dönüşüm kararını önceden veren ve dönüşümü başarılı şekilde uygulayabilen, organizasyonlarına ve çalışanlarına değişime adapte olmayı öğretebilen şirketlerin hayatta kalma olasılığı artarken dönüşüm kararı vermeyen şirketler küçülmek ya da kapanmak zorunda kalacaklar. Çevik Dönüşüm, bir yerden alabileceğiniz bir ürün değil, yaşayarak öğrenmeniz gerekiyor.
Çevik Dönüşümlerde Zorluklar ve Başarı Etkenleri
Yaşayanlar hangi zorluklarla karşılaşıyor:
– Değişime karşı çalışanların direnci
– Yatırım eksikliği
– Çevik olabilmenin zorluğu
– İş birimlerini ya da müşterileri dönüşüme dâhil etmenin zorlukları
Bunlar sadece önsöz için seçtiklerim daha detaylı bilgiyi makaleyi okudukça elde edeceksiniz. 42 organizasyonun Çevik Dönüşümden elde edilen bilgiler özetlenmiş, arkasında büyük bir emek var. Çalışmayı yapan Kim Dikert, Maria Paasivaara ve Casper Lassenius’a emekleri için çok teşekkürler. Beni bu makaleyle tanıştırdığı ve dönüşümlere farklı bir bakış açısı kazanmama yardım ettiği için Uğur Tadık’a çok teşekkürler.
Son söz; değişime adapte olmaya makro açıdan bakalım, Amerika yeni bir ülke olmasına rağmen sanayi devriminden güçlenerek çıktı çünkü geçmişten gelen bilgilerine körü körüne bağlı kalmak yerine sürekli yeniyi deneyen girişimcilere sahipti. İçinde bulunduğumuz yıllarda da bir devrim gerçekleşiyor sadece içinde olduğumuz için göremiyoruz. Bu devrimde de bilgilerine körü körüne bağlı kalmayanlar, yeniyi deneyen girişimciler güçlenerek çıkacaktır. Sizi makaleyle baş başa bırakıyorum.
Bir araya gelişimizin adı eğitimdi. Eğitmenin anlattığı ve katılımcıların dinlediği bir eğitimden çok herkesin katkısının bulunduğu bir sohbet ortamı yaratabildiğimiz için kendimizi tebrik ediyorum. 🙂 Bu kitapçıkta eğitimde konuştuklarımızı hatırlatmaya ve konuşmaya vaktimizin yetmediği konulara değinmeye çalışacağım. Kitapçık konusundaki iyileştirme fikirlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum. Umarım bu sohbet sizlerde bir ışık yakmıştır ve bu doküman sizlerin başkalarında bir ışık yakması için iyi bir araç olur. Kitapçığın odağı Siperden Çeviklik ve Scrum Eğitimi çünkü öğrendiklerimizin ve öğrettiklerimizin hepsi siperlerde öğrenilmiştir. 🙂
Çeviklik ve Scrum Eğitimi Kitapçığını bağlantıdan indirebilirsiniz:
4L retrospektif tekniği, retrospektif toplantısını eğlenceli bir hale getirmek için bir başka tekniktir. Mary Gorman’ın kullandığı 3L retrospektif tekniğinden türetilmiştir.
Deniz Yıldızı Retrospektif tekniğinde aşağıdaki 5 kategori bulunur:
Start / Başlayalım
Keep Doing / Yapmaya Devam Edelim
More Of / Daha Fazla Yapalım
Less Of / Daha Az Yapalım
Stop / Yapmayı Bırakalım
5 kategori bulunması takım üyelerine fikirleri söyleyebilecekleri daha fazla seçenek verir. Kimi zaman fikirlerinizi iki ya da üç kategoriden birinde ifade edemeyebilirsiniz. Bazen siyah ya da beyaz arasında bir seçenek olması gerekebilir. Deniz Yıldızı Retrospektif bu ihtiyacı karşılar. Deniz Yıldızı Retrospektif yazısına devam et →